Bir diğer bildiğim şey de bugün yapılan ritüellerin ve niyetlerin gerçekten Hızır eli değmişçesine gerçeğe dönüşmesi.
Bu tecrübeden!
Eh zaten aslında bilmek de deneyimlemek gerektirir. Suya düştüyseniz, en azından elinizi soktuysanız, suyun ıslattığını bilirsiniz; diğer şekilde hiç su görmediyseniz belki inanır, belki de inanmazsınız.
Biz henüz 11 yaşımızda ne olduğumuzu anlamadan kolej sınavlarına girmiş nesiliz. (Üniversite sınavımız da ezberlenmiş bilgiden çok akıl yürütmeyle ilgiliydi, o da ayrı.)
Dolayısıyla çok küçük yaşlardan beri sol beynini ağırlıklı kullanmış bizler için bildiğimiz/öğretildiğimiz normlarda mantıklı bir formülü olmayan, hatta bir kısım bilim çevresinin çok küçümsediği ve reddettiği durumları zihnen kabul etmek kolay değil.
"Unlearn" etmek lazım pek çok şeyi.
Bu kelimeyi çok anlamlı bulurum. Türkçe güzel bir karşılığı yok gibi.
"Bildiklerinden kurtulmak" gibi düşündüm; "Unchain"in "Zincirlerden kurtarmak" olmasından çağrışımla.
Entellektüel anlamda “Evet, tamam, anladım,” desek de o kabule geçmek, içten kalpten inanmak, hiç tereddüt duymamak bu şartlarda zor gelebiliyor çoğu zaman.
Kuantum Alanı, Zaman Mekan olmadığını, Atom altı parçacıkların gözlem altında (yani niyetle) farklı davrandıklarını falan anlamak lazım.
Ritüeller işte tam da burada bizim gibiler için kolaylaştırıcı oluyor.
Siz de benim tarifimle “bilim yobazlarından” yani her bilimsel açıklamaya sorgusuz sualsiz, körü körüne biat edip, bilimin o güne kadar ispatla-yabil-dikleri dışında her şeye kapalı olanlardan değilseniz - ki zaten sorgulamak biliminin tarifinde ön koşulken olmadığınızı varsayıyorum - bu yaratım kanallarınızı bloke etmemiş ve ufak bir yardımla aktive etmeye hazır kişiler olmalısınız.
Dün akşam Zoom üzerinden blokajlarımızı temizleyip bugünün güzel enerjilerine alan açma niyetiyle bir toplantı yaptık.
Gönül sohbet istemiş Hıdrellez ritüelleri bahane.
Ne yapacağımız, nasıl yapacağımız konusunu zeten çoğumuz ezbere biliyorduk; bilmesek de Google'dan istemediğimiz kadar çok kaynağa ulaşabilirdik. Kollektif çalışmalar güzel oluyor dedik ve biraraya geldik. Katılan herkese içtenlikle teşekkür ediyorum.
Access'le Şans Çalışması da yaptık; Theta His Yüklemesi de yaptık; hayatımızda bize hizmet etmeyen ne varsa hepsinin yaratımını da iptal ettik.
Bazen şansımızı, bereketimizi, aşkımızı kendi negatif kodlamalarımız, inançlarımız yüzünden engelleriz ya... İşte o blokajları çözmek için mini bir Access seansı yaptık. Biraz da Theta ekledik sonuna. Demo niyetine göz atın isterseniz.
Elbette ki grupla yapılan çalışma gerçek inanç ortaya çıkamayacağı için bireysel kadar etkili olmaz ama Demo işte.
Bu uzun girişten sonra hala okumaya devam ediyorsanız da, buyrun Hıdrellez ritüellerine.
Ben size şimdi burada kendi yaptıklarımı anlatayım. Siz de değerlendirip kendi tarzınızı yaratın.
Önceden hazırlamadan, akşam bir kağıda hızlıca aklımdan geçen niyetleri yazarım. Ateşten atlama geleneğinin negatif etkileri / düşük enerjileri yok etmek amaçlı olduğunu düşünerek mum da yakarım yazarken. Sonra bu kağıtları gidip gül dalına bağlarım.
(İstediğiniz kadar dilek yazın. Çocukken kodlandığımız gibi "ya o, ya da bu" gibi bir kısıtlama yok. Evrenin gerçek kaynağı sonsuz.)
Yazmak yerine çizmek istiyorsanız çizin, kağıda veya toprağa. İstiyorsanız da taşlarla resmedin. Yaratıcılığınıza kalmış. İçinizden nasıl geliyorsa.
Önemli olan aslında o yazıya/şekle kattığınız niyet ve duygu. İsterseniz kocaman bir çarpı koyup tüm dileklerinizi ona yükleyin. Bence aynı şey!
Bu arada kırmızı bir kesem varsa onun içine de bozuk paralar, minik bir altın ve hatta pirinç koyup onu da asarım.
Minik asma kilitlerim olur; onları kısmet açmak niyetiyle açıp açık olarak gülün dibine gömerim.
Sabah da - konuşurum tabi ki, yalnız bile olsam söyleyecek sözüm, melodim vardır mutaka - kağıtlarımı toplayıp götürüp denize atarım.
Paraları ve pirinçleri işaretleyip (harcamayayım diye) cüzdanıma koyarım. Miktarı biraz fazla tuttuğum için sevdiklerime de dağıtmak hoşuma gider.
Kilit açık olarak gömülü kalır.
Akşam cüzdanımı açık bırakabilirim, aklıma gelirse.
Pirinç, nohut gibi erzak kavanozlarının da kapaklarını açabilirim.
Sabah uyandığımda kapı pencere açabilirim. Bolluğu bereketi evime davet etmek için.
Ve tabi aklıma gelen başka şeyler varsa onları da doğaçlama yaparım.
Aklınızdan, gönlünüzden nasıl geçiyorsa sizin için doğru olan odur. Bırakın bence kendinizi akışa.
Bu Hıdrellezin bir özelliği Merkür retrosu sırasında ve tam da Ay Tutulması gününde olması.
Bu retro daha çok kafa karışıklığı yaratma potansiyeli taşıyor. Genel anlamda her konuda karar verirken etraflıca düşünün yani.
Bu retroya özel, kullanmadığınız eşyalardan arınmak negatif etkileri azaltıcı etki yapar; dolunay ve arınma konusunu da aklınızda bulundurum diyeyim.
Bunları göz önünde bulundurunca, ben olsam akşam ezanını atlayıp, Ay Tutumasının bittiği saatte yapardım ritüelimi.
Hatta bana sorarsanız biraz daha bekleyip Bolluk Bereket tanrıçası Kaal Ratri'nin (Fatma Ananın eli, Tanrıçanın eli gibi düşünülen) etkisinin olacağı 22:33 - 23:47 arasında yapın derim.
Her günün böyle bereketli/şanslı/destekleyici saatleri var; güneş doğuş, batış saatleri ve gezegenlere göre hesaplanıyor. Bazen böyle tanrı/tanrıça eli de değiyor.
Önemli şeyler için bu saatleri değerlendiririm ben. Seçim sizin.
Sizi ve sevdiklerinizi bloke eden ne varsa hepsinin bu dolunayla çözüldüğü ve tüm niyetlerinizin evrende karşılık bulduğu keyifli bir Hıdrellez diliyorum.
"Gönlümüzden geçen her şeyin gerçek olduğu bir realite için sonsuz olasılıklarımız nelerdir?" diye bir Access sorusuyla baş başa bırakayım sizi.
