"Yumurta kolesterolü yükseltiyor", "Pardon yükseltmiyormuş", "Tereyağı kalbe zararlı", "Pardon zararlı değilmiş", "Alkol sağlığa zararlı", "Sağlığınız için her gün bir kadeh kırmızı şarap için".
Ve... Tabi ki güneşten korunun!!
Bu henüz çürütülmedi. Nasıl çürütülsün?! Cesaret ister... Güneş koruyucusu satışları, kozmetikten önde gidiyormuş.
Ben bu güneşten korunma işine fazlaca taktım. Niye korunuyoruz, onu da tam olarak hiç anlayamadım. Tamam ozon tabakası inceldi. Pekala. Biz de zaten eskisi kadar çok güneşte duramıyoruz.
Biraz düşünelim. Hatta, sağlam olsun, düşünürken doğayı kendimize referans alalım isterseniz.
Vücudumuz neye ihtiyacı olduğunu, neyin zararı dokunacağını her zaman biliyor. Bozuk bir şey yersek, kusuyoruz. Kusamamışsak, bağırsaklarımız bozuluyor ve hemen dışarı atıyor o zararlıyı.
Kötü hava soluduksa, öksürüyoruz.
Baharda polenler uçuşuyorsa hapşırıyoruz.
Güneş de vücudumuzu rahatsız ederse, ya "çok sıcak oldu" der, gölgeye geçeriz, ya denize, havuza, duşa gireriz, veya umursamazsak, kaşınır, terler, fazlaca kızarırız. Hatta, böyle komiklikler de yaşayabiliriz.
Hepsi bu. Doğal olanı bu!!
Niye güneş kremi kullanıyoruz ve saatlerce güneşte duruyoruz? Kullanmayalım ve daha az duralım, olmuyor mu?
Güneş kremi kullanan hayvan gördünüz mü siz? Kedinizin, köpeğinizin 50 faktörlü kremleri yok, değil mi?
Güneş kremi kullanan hayvan gördünüz mü siz? Kedinizin, köpeğinizin 50 faktörlü kremleri yok, değil mi?
Güneşin altında pek de mutlular.
Çiçekler, meyveler güneşte durmuyor mu? Hatta ne kadar çok güneş alırlarsa, genelde o kadar da tatlı olmuyorlar mı?
Suyunu az verirsek kuruyorlar, doğrudur.
Referansları bırakıp kendimize dönersek, biz de bol bol su içerek, kurumayı, buruşmayı önleyemez miyiz?
Güneş fazla gelmesin diye, 30-40-50 faktörlü kimyasallar sürüp, karaciğerimizi bozacağımıza, paşa paşa güneşin tadını çıkartsak ve fazla geldiğinde de gölgeye geçsek, şapka taksak, içeriye girsek olmuyor mu?
"Güneş zararlı", "güneş zararlı" diye diye, D vitamini yoksunu, karaciğerleri arızalı insanlar haline getirdiler hepimizi.
Akciğer sağlığımız için sigaradan vazgeçebiliyorsak, karaciğer sağlığımız için güneş kremlerinden de pekala geçebiliriz diye düşünüyorum.
Her sorun için, para verip bir şey almaya o kadar alışmışız ki, gölgeye geçmek, şapka takmak aklımıza bile gelmiyor galiba.
Biz çocukken, bahçede oynar, şapka takardık.
Şimdiki çocuklar, deniz kenarında bile elde tablet oyun oynuyorlar zaten, bari bırakalım da güneşten özgürce faydalansınlar.
Çocuklarımızı zaten yeşilsiz, balkonsuz şehirlere mahkum etmişiz, bari koşup oynamaya, kumdan kaleler yapmaya, yüzmeye teşvik etsek.
Bu yaz geçti artık. Ben ancak fark ettim. Bir dahaki yıla kadar, siz de bir düşünün isterseniz.
Aşağıdaki fotoğrafa bakarsanız, benim bu yaz güneşlenmek için kullandığım, eczanelerde 5 TL'ye satılan kakao yağını da görebilirsiniz. Güzel tatildi. Kapkara da oldum.
("Cildim hassas, illa ki korumam lazım" diyorsanız, "Bepantol'le karıştırın" diyorlar. Onun kimyasal durumunu bilmiyorum ben.)
("Cildim hassas, illa ki korumam lazım" diyorsanız, "Bepantol'le karıştırın" diyorlar. Onun kimyasal durumunu bilmiyorum ben.)
Doğamızdan uzaklaşmaya ve yapaylaşmaya
dur diyebilsek ne iyi olur...