Bayramlar, kalabalık neşeli sofralar, adetler, gelenekler bir yanda; küçük yaşta annesini babasını kaybetmiş birinin takipçilerine "Benim bayramımı kutlamayın;bayramları sevmem ben," demesindeki derin üzüntü öte yanda.
Görseldeki - yaşlı teyze gibi diyeceğim de, biz de o kategoriye hızla yaklaşırken dilim varmıyor; neyse etiketlemiyoruz, kategorize etmiyoruz - durum da bayramda ziyaret edilmeyi bekleyen birinin hiç yoktan iyidir denilebilecek hali.
Halbuki beklentisi olmasa, kimse gelmiyor diye de, Ayşe'ye Fatma'ya torunları gelmiş bana gelmediler diye de üzülmeyecek. Torunlar da tatildelerdir muhtemelen.
"Depremzedeleri düşünün, bayramınızı sessizce kutlayın," diye bir paylaşım gördüm bu bayram. Elbette, öyle yapalım; yapalım da, her bayram birileri aynı acıyı yaşamıyor mu bir yerlerde? Onların felaketi bireysel, kameralara yansımıyor, görmüyoruz, duymuyoruz diye onların yası yas değil mi?
Annesiz bir çocuğun Anneler Günü de öyledir; veya annesini yeni kaybetmiş birinin. Sırada o var şimdi. Onu da sevmem hiç.
Bir defasında "Anneler Günüydü dün, niye aramadın?" dediğim oğlum "Her dakka arıyorum; istersen sadece Anneler Gününde arayayım," diyerek aslında tam da benim düşündüklerimi özetleyivermişti.
Fark ettim ki, ben de mahalle baskısıyla sormuştum. Herkesi arıyorlar diye! Dün diye sorduğuma göre ertesi gün konuşmuşuz zaten :D
Bu düşüncemden bahsettiğimde - yine dün - bana hiç katılmayan yakınlarım oldu.
Doğrusu yanlışı yok tabi. Ben içimden gelenleri paylaştım burada. Sizin içinizden nasıl geliyorsa o da sizin doğrunuzdur.
Önemli olan "sizin" içinizden geliyor olsun, başkalarının, "mahallenin" değil!
Size ait olmayan düşünceleri/davranışları/kalıpları da Access'te yaptığımız gibi "Bilinç ekleyerek sahibine iade edebilirsiniz."
5 Mayıs akşamı Hıdrellez dolayısıyla küçük bir online çalışma düşünüyorum. Muhtemelen Zoom'da olacak.
O akşam önemli bir Ay Tutulması da var. Enerjileri düzenlemek/dönüştürmek için güzel bir gün olduğunu düşündüm.
İlginizi çekiyorsa haberim olsun. Detayları daha sonra paylaşacağım.