Evde beyaz peynir ve kaşar peyniri yapmayı öğrenerek başlayan peynir maceramız, hellim ile devam etti.
Ben en çok hellimden keyif aldım. Öğleyin çiğ sütü kaynatarak başlayıp, Happy Hour'a kızarmış hellim yetiştirebilmiş olmanın bunda önemli bir payı da var galiba.
Tekrar tekrar anlatmayayım, bütün peynirlerde yaptığımız, sütü alıp, pıhtılaştırıp, suyunu ayırıp, peynirine göre işlemek ve sonra da gerekiyorsa olgunlaştırmak, tuzlamak şeklindeydi.
Hellimi de, tabi ki, hemen evde denedim. Isıtmayı, kültür ve maya katmayı artık öğrenmiştim. Beklemeye de alışmıştım, ki bunda beklemeler daha kısa kısa oldu..
Öncekilerden farklı olarak, kestikten sonra, telemeyi ısıttım.
İki ayrı tencerede 20 dakika boyunca telemeleri karıştırmak eğlenceliydi.
O arada güzel bir playlist iyi geldi. Müzik dinleyince, vakit daha çabuk geçti..
Arkadaki tencerede de cendere bezleri kaynıyor..
Çok seri çalışıyorum, görüyorsunuz..
Isıtılınca, telemelerin içlerindeki sular çıktı ve büzüştüler..
Daha ufak tefek teleme parçacıkları oldular.
Bakın kaşarın telemesi böyleydi:
Artık tecrübeli oldum ya, iki ayrı teleme hazırlayıp, onları eş zamanlı olarak karıştırıp, eş zamanlı olarak asabildim..
Sonra yine baskı..
Ama bu defa daha az ağırlık ve daha az zaman..
5 kiloluk dirhem ve yarım saatle işi hallettim.
Geriye, kesmek ve yarım saat, 40 dakika kadar, kendi suyunda
haşlayıp, tuzlamak kaldı.
Ve geleneksel şekilde ikiye katlamak..
Bu defa erken bitti.. Kızartmak için Happy Hour'u bekleyemedik..
Akşama sadece bu iki parça kaldı..
Daha detaylı bilgi için:
Herkes canının çektiğini yapabilmek ve yiyebilmek
lüksüne sahip olsa ne iyi olur..