7 Eylül 2022 Çarşamba

Zeytin Ağacı Dizisi ve Nasıl Oluyor Ya?


Herkes Aile Dizimi nedir diye soruyor; herkes Aile Dizimi yaptırmanın peşinde; ve maalesef konuyu az çok bilen herkes de "Aile Dizimi Açılır" ilanları vermeye başladı.
Bazı arkadaşlarımız enerji çalışmalarının tamamının psikolog ve psikiyatristler tarafından yapılması gerektiğini savunurlar yıllardır. Keşke yapılsa; keşke tüm tıp dünyası bu konulara da bir şans verse ve o değerli birikimlerini bu çalışmalarla destekleyip ne muhteşem sonuçlar alabileceklerini görse. Yapmıyorlar genelde. Yapanların hakkını yemeyeyim; ama çok azlar.

Ben de tıp eğitimi almış olmayı çok isterdim. Sayısız eğitimime ek olarak psikoloji aldım yine de ileri yaşlarımda. 

Bu çalışmalara güvenmeyenler ve uygulayıcılarını yargılayanlar haklılar mı derseniz, bir yere kadar haklılar. Ama bir yere kadar.

Siz kalbinizden şikayetiniz olduğunda sokaktaki tabelalara bakıp ilk gördüğünüz kardiyologun kapısını çalıyor musunuz? Bırakın kalbinizi, çamaşır makinanız bozulduğunda sokaktan geçen tamirciye baktırıyor musunuz? Canınız, psikolojiniz, yaşam kaliteniz daha mı az önemli? 

Bir hafta sonu eğitimiyle yaşam koçu olmuş, fobilerinizi geçirmeyi; kilo verdirmeyi; aşkla, parayla, işle güçle ilgili blokajlarınızı çözmeyi; auranızı dengelemeyi; hatta çakralarınızı "açmayı" taahhüt edenlerin kapısını çalıyorsanız suçun tamamını o cahil cesaretiyle bu işlere kalkışmış kişide de bulmamalısınız bence.

Tekrar sorayım; canınız, psikolojiniz, yaşam kaliteniz böyle bir özeni hak etmiyor mu? 

Ben Aile Dizimini ilk defa 2005 yılında - bu yöntemin yaratıcısı - Bert Hellinger'in öğrencisi, Berlin Teknik Üniversitesi Psikoloji, Pedogoji ve Sosyoloji bölümlerinden mezun olmuş Mehmet Zararsızoğlu ile, sonra da birkaç defa hem Mehmet beyin hem de  Svagito Liebermeister'ın öğrencisi Feride Gürsoy'la yaptım. 

Benim canım da, psikolojim de, yaşam kalitem de önemlidir.

Dün akşam da ilk defa temsilci olarak katıldım bir dizime. (Yine çok güvenilir bir ortamda elbette; bu işler şakaya gelmez çünkü.) 

Katılma sebebim önceki çalışmalarımdan farklı oldu bu defa. Bana bu konuyu çok soruyorsunuz; biliyorum, anlatıyorum ama işin doğrusu temsilcilik deneyimim de yoktu. Söylediklerimin içini doldurayım, Johnny Depp'e dedikleri gibi "Hearsay" olmasın diye yaptım bunu açıkçası :D

Deneyim için gittim; neredeyse üzerinde çalışılan ben oluyordum, ki bu da hep böyle beklenmedik şekillerde gelişen bir çalışmadır. 

Her neyse, hep sorduğunuz "Gerçekten dizideki gibi mi oluyor, rol mü yapıyorlar?" kısmını da artık gönül rahatlığıyla deneyimden cevaplayabilirim ki: Evet gerçekten öyle oluyor ve hatta dizidekiler hafif bile kalabiliyor diyeyim, ötesini siz anlayın.

- Öyle mi oluyor? 
- Evet öyle oluyor.

Sonraki soru şöyle geliyor:  Peki nasıl oluyor ya? 

Kolektif bilinçten oluşan bir alan var. Kuantum Alan deyin, Bilen Alan deyin, her şeyin - tüm bilginin ve bilincin - var olduğu yer. 

Dün akşam dizimden sonra yakın arkadaşlarımdan oluşan bir gruba kendimce bunun ne olduğunu anlatmayı denedim. Güzel tarif dediler. Doğru ifade edebilmişim galiba hissettiklerimi, öyleyse size de o şekilde tarif edeyim.

Deniz gibi düşünün evreni. Hava değil de su formuna çevirin enerjiyi. Sonra bizim bedenlerimizi kova gibi düşünün; denize batırılmış, içi su dolu. Bütün denizle biriz aslında; ama kendimizi kova sanıyoruz. Denizin ne kadar tuzlu olduğu, ne kadar soğuk olduğu bütün bilgiler de var bizde doğal olarak.

Bu! Böyle biliyoruz işte her şeyi. 

Bilinçdışı ilginç konu. Bu aralar çok ilgiliyim. Her gün yeni şeyler öğreniyor/deneyimliyorum.

Zeytin Ağacı konusuyla ilgili yorumumdan sonra size bir de duyurum var.


Çalışmalarımı yakın çevremden daha profesyonel bir ortama kaydırmayı seçtim sonunda demiştim. Çok da desteklediniz. Sağ olun, var olun.

6 Ekim saat 20:30'da - ki bunu da başlangıçlar için güzel bir saat olarak özellikle seçtim - bir Zoom buluşmasıyla hem Zeytin Ağacını konuşacağımız, hem de tadımlık çalışma örnekleri hediye edeceğim bir toplantı yapacağım. 

Sorulu cevaplı, samimi bir ortam olacak. Bu şanslı saat konusu da herkesin ilgisini çekiyor. Benim de çekiyor doğrusu. 

Önceden talep edenlerden - yani doğum günü ve saatini bana ulaştıranlardan- birkaç kişiye hediye olarak en şanslı (desteklenecekleri) dönemlerini ve o şansın yoğunlaşacağı konuyu; bugünlerde başlayacakları yeni bir şey varsa da, onun için seçilebilecek güzel bir saati paylaşma sözüm olsun.  (Herkese yapayım diyemiyorum; epey zaman alıyor çünkü. İlginç bir seçme yolu buluruz bence.)

İlgileneceğini düşündüğünüz kişilere şimdiden duyurabilirsiniz. Siz de bir kenara not alın arzu ederseniz. Detaylarını ve linkini ilerleyen günlerde paylaşacağım.

Kendine güvenen şefler mutfaklarını açık tutarlar ya, benim mutfağım da herkese apaçık. Eğitimlerimi, eğitmenlerimin isimleriyle bu blogun Ana Sayfa'sından kolayca inceleyebilirsiniz. Hafta sonu kursu yok ama; şimdiden söylemiş olayım :D

Bildiklerimi paylaşmak her zaman çok mutlu ediyor beni. Dağarcığımda neler birikmişse hep beraber bir göz atalım mı, ne dersiniz?

Doğanın hepimize sunduğu şelaleye giden yolu yıllar içinde öğrenmişim hasbelkader, size de benimle gelip görmek ister misiniz diyorum. 

Bazıları şelaleden tonlarca su alır; bazılarının kabı küçüktür, bir fincanla yetinir. 

Sizin kabınız ne kadar olacak, buna siz karar vereceksiniz. Size bütün suyu alırsınız demiyorum; seçim sizin; isterseniz alabilirsiniz. İstiyor musunuz, merak ediyorum.

Sonuç olarak en kötü ihtimalle biraz sohbet ederiz, en iyi ihtimalle hayatınız değişir.

6 Ekim Perşembe. 20:30. 

Beklerim.