6 Mart 2020 Cuma

Mutlu Olmaya Önce Karar Vermek Lazım

*Mutluluk için bu dairenin içine adımınızı atın..

Mutlu olmak için ilk adım mutlu olmaya karar vermektir bence. Pembe bir daire çizip bunun içine giriyorsanız, zaten karar vermişsiniz demektir...

Standart bir günde aşağı yukarı benzer şartlara sahip birileri mutludur, birileri mutsuzdur ya, ondan bahsediyorum aslında. Çok keyifli veya çok üzücü olaylar yaşandığında ne kadar mutlu olunabildiği de kişisel tercihlerle belirlenir tabi ki, ama bahsettiğim o değil.

Evde oturuyorsunuz. Biriniz "Öfff çok sıkıldım", veya "Uff çok sıcak," derken, diğeri "Ne rahat koltukmuş bu," diyebiliyorsa, işte algıda seçicilik mutluluk veya memnuniyet konusunda da devreye girmiş demektir!


Mutlak mutluluk, sürekli mutluluk diye bir şey olmadığına inananlardanım ben. (Mutlak mutsuzluk da olmayacağı gibi.) Mutlu anların toplamı mutluluğumuzu gösteriyorsa o anlardan çok çok biriktirmek lazım. Ve biriktirebilmek için önce o anların farkına varmak, tabi ki.

Sizi neler mutlu eder mesela?

Milli Piyango'da veya Loto'da büyük ikramiyeyi bulmak mı?


Adriana Lima veya George Clooney'le yemeğe çıkmak mı?


Bir Ferrari'ye, Porsche'ye, mega yata binmek mi?


Belki daha duygusal şeyler...
Güneşin doğuşuna şahit olmak mı?


Yeni doğmuş bir bebeği kucaklamak mı?


Eder tabi. Herkesi eder. Ama mutluluk için o kadar özel şeyler de şart değil aslında. Meselaaa...

- Alarm çaldıktan sonra uyuyabileceğiniz 10 dakikanızın daha olması?
- Alarm kurmaya 'ihtiyacınızın' olmaması?
- Kapıdan çıkarken sokaktaki gülümseyen çocuklarla göz göze gelmeniz?
- Kaçan toplarını güzel bir vuruşla geri gönderip gözlerinde bu defa hayranlık görmeniz?
- Park ettiğiniz yerden hiç manevraya gerek kalmadan çıkabilmeniz?
- Her ışıkta yeşili yakalamanız?
- Köprü trafiğinin açık olması?
- Sizin şeridin hızlı gitmesi?
- Cebinizde 10 lira bulmanız?
- Cebinizde 100 lira bulmanız?
- Çekmecenizde unuttuğunuz yüklü bir parayı bulmanız?
- Radyoyu açtığınızda çok sevdiğiniz eski bir parçanın çalması?
- Beklemediğiniz birine rastlamanız?
- Sizi gördüğüne çok sevinmesi?
- Beklediğiniz birini görmeniz?
- Onun da sizi gördüğüne çok sevinmesi?
- Herhangi birinin size durduk yere gülümsemesi?
- Sizi de gülümsetmesi?
- Sizi güldürmesi?
- Aramaya niyetlenip telefonu elinize aldığınız kişinin sizi araması?
- Çok görmek istediğiniz birinin sizinle görüşmek istemesi?
- Çok beğendiğiniz birinin sizi beğenmesi?
- Çok sevdiğiniz birinin sizi sevmesi?
- Sizin kendinizi sevmeniz, beğenmeniz, takdir etmeniz?
- Güneşli bir havada dışarıda olmanız?
- Yemeğinizi de dışarıda yemeniz?
- Bütün gün dışarıda gezebilmeniz?
- Çıplak ayakla çimenlerde dolaşabilmeniz?
- Yavru kedileri, köpekleri sevmeniz?
- En sevdiğiniz dondurmayı 6 top ısmarlayıp hepsini yemeniz?
- Üstelik kilo almamanız?
- En sevdiğiniz pizzayı evde annenizin veya eşinizin yapması?
- Onun bitirmediği pizzasını da yemeniz?
- Sizin sevdiğiniz yiyecekleri eşinizin, sevgilinizin, çocuğunuzun sevmemesi, böylece onun hakkının da size kalması?
- Mutlu oluyorum derken abartıp obur olmamanız :D

Bunları okurken bile gülümsediğinize eminim. Yaşarken kesin gülümsemişsinizdir. Her gülümseme mutluluk çizelgesine bir 'Check' atmaktır bence. Bunlar bir nefeste benim aklıma gelenlerdi. Sizin aklınıza kim bilir daha neler gelir?! Ve kim bilir, her gün bunlardan kaç tanesini fark bile etmeden yaşıyorsunuzdur?!
'Check' atın bakalım mutluluk çizelgenize. Atın da görün aslında ne kadar mutlu olduğunuzu.
Mutluluk da mutsuzluk da sizin seçiminiz.


Mutlu anlarımızı mutsuz anlarımız kadar kolay fark etsek ne iyi olur...