26 Nisan 2018 Perşembe

Ayaktan Gelen Sağlık Refleksoloji


Hadi biraz aklınızı karıştırayım...

Size hangisi daha yakın? Geleneksel tıp mı, alternatif tıp mı? 

Yani akupunktur, qigong (egzersiz), makrobiyotik beslenme, nefes çalışmaları, aromaterapi, kuantum terapi, reiki ve benzeri geleneksel çalışmalar mı? 




Bir tıp doktoruna görünüp, MR falan çektirip, ilaç almak alternatifi mi? 


Dikkatli olanlarınız ters yazdığımı düşünüyor, değil mi? Özellikle öyle yaptım. Asıl, 200 seneyi bulmayan geçmişiyle tıp bilimi için "geleneksel" deyip de, 7000 senelik Çin tıbbına  dayalı öğretiler için "alternatif" terimini kullanmak bana tersmiş gibi geliyor da.

Aslına bakarsanız, alternatif olarak isimlendirdiğimiz bu tedaviler genellikle "koruyucu" nitelikleriyle kullanıldığında çok etkili oluyorlar. Geleneksel dediğimiz, modern tıp da, hakkını teslim etmek lazım, görüntüleme ve teşhis konusunda epeyce yol katetmiş durumda. 

İyileştirme derseniz, diabet, Parkinson's, Alzheimer's, MS, yüksek tansiyon... şeklinde düşününce, hangi iyileşme diyerek, o soruyu cevapsız bırakmak en iyisi.

Son günlerdeki kutuplaşmalara uymayarak, "biraz ondan, biraz bundan" bence en güzeli.

Çok uzun bir giriş oldu.

Bugün tesadüfen karşıma çıkan, hiç bilmediğim, mütevazi bir merkezde refleksoloji seansı aldım.

"Sonunda ayağıma masaj yapılacak, ne zararı olacak" diyerek gittiğim Refleks Center ciddi bir yer çıkınca, güzel bir deneyim oldu. Brüksel Üniversitesi'nden eğitimli olduklarını ve buradaki temsilcileri olarak, kendilerinin de bu işin eğitimini verdiklerini öğrenince, doğru bir yere geldiğimi görüp, sevindim.

Nasıl bir şey olduğunu görmek isterseniz, bir göz atın:



Gerçekten de, rahatsız olduğum yerlere denk gelen noktalar çok acıdı.
Stresle ve takıntıyla ilgili noktalar daha iyiydi. Stres oranım, standarda göre çok iyiymiş.. Şaşırmadım doğrusu. Üzerinde az çalışmıyorum.

Çok da genç olan uzmanımız Selçuk bey, seans sırasında "ilgileniyorsanız anlatayım" diyerek, epey de bilgi verdi.


Tüm diğer "alternatif" şifa yöntemlerinde olduğu gibi, vücudun kendini tedavi etmesi için, - bu yöntemde ayağın altındaki - akupunktur noktaları uyarılarak, iyileşme hızlandırılıyormuş. Beyni uyaran bir yöntem olduğu için, Alzheimer's ve Parkinson's gibi yaşlılık hastalıklarına karşı da korunma sağlıyormuş. 1-7 yaş arası çocuklarda inanılmaz etkisi varmış. Öğrenme bozukluklarında, konuşma bozukluklarında, başarı oranı %90'ın üzerindeymiş.

Ben, özel bir sorunla gitmediğim için ve tek bir seans aldığım için, nasıl bir fayda göreceğimi sordum. Organlarım daha fazla çalışacağı için susatabilirmiş, "bol bol su için bugün" dedi. Toksin attıracağı için uyku yapabilirmiş. Kasları güçlendirici etkisi varmış. Her ne etkisi olacaksa, özetle kendimi iyi hissedeceğim işte. Diğer etkileri de, uzun vadede yanıma kâr.

Öğrendiğim bir şey daha: Her iki ayakta da aynı noktalar varmış, ama çalışma sistemleri farklıymış. Sağ tarafla çalıştıklarında sempatik, sol tarafla çalıştıklarında parasempatik sinir sistemi devreye giriyormuş. Birincisinde, beyin aktif olup, dikkat eksikliği çok azalıp, gözbebekleri daha canlı olurken, diğerinde beyin yavaşlayarak, rahat olma moduna geçiyormuş. Metin Hara'nın kulakları çınlasın; Alfa ve Beta beyin dalgalarından bahsediyoruz yine. Eee, iyileşme deyince, Alfa'sız olmuyor işte.

Enerji değiş tokuşu olduğu için kendilerine yapamıyorlarmış. Ama benim hoşuma gitti. Zamanında aldığım bir kitap ve bir DVD'den çalışmalara başlıyorum. Olduğu kadar yaparım artık. Vakit ayırabilirsem, belki eğitimine de katılırım. 




Yeni şeylere açık, en azından ön yargısız 
olsak ne iyi olur...