3 Mart 2014 Pazartesi

Bir Hayalim Var


28 Ağustos 1963'de Martin Luther King'in Washington D.C'de yaptığı "Bir Hayalim Var" konuşması gibi - o değerde olmasa da - benim de bir hayalim var.

Onun söylediği gibi, "Bugünün ve yarının zorluklarıyla yüz yüze olmamıza rağmen", yine de var.

Zamanı geri almak istiyorum. Hayır, gençleşmek anlamında değil, o da olursa bonus olsun ama, hayal o değil! . 



"Telafi sınavı" gibi bir şey. "Geçer not alamadın, sana bir sınav hakkı daha veriyorum, bu defa daha iyi çalış, nerede hata yaptığını gör, farklı düşün, farklı davran, farklı yoldan git. Ne de olsa aynı yoldan gidersen aynı yere varırsın. Geçen defa olmadı. Haydi, sil baştan!" gibi bir şey.


(Sükunetinizi koruyun ve U dönüşü yapın.)

Bugünün böyle olacağını önceden görebilseydik - minik bir parçasını, bir sahnesini - neleri farklı yapar, hangi yollardan geri dönerdik acaba?

Flash Forward diye bir dizi vardı, görmüş olanlarınız vardır. Aşağıda fragmanı var. Bütün dünya 2 dakika 17 saniye süren bir "Black out" yaşıyordu. İnsanlar bilinçlerini kaybedip bayılıyor ve o süre zarfında geleceklerinden görüntüler görüyorlardı. Ayıldıklarında yaşadıklarıyla baş etmeye çalışıyorlardı. Mutlu bir evliliği olan kadının kendini başka bir adamla pek de memnun şekilde bir arada yaşarken görmesi, erkek arkadaşı bile olmayan kızın hamileliğinin keyfini yaşaması gibi hiçbir şey görmeyenler de vardı, acaba o arada ölecek miyim korkusuna kapılan. Denemeler yapılıyordu, "Her şey önceden belirlenmiş mi, yoksa farklı kararlarla değişebilir mi?"yi zorlayan.

Flash Forward Trailer


Siz de bir düşünün bakalım.
Hoşunuza gitmeyen bir gelecek görseydiniz, neleri değiştirirdiniz?
Bu hayatı mı yaşardınız yine de?
Şu anki işinizi mi yapardınız, mesela? 
Üniversite sınavına daha mı iyi hazırlanırdınız? 
Başka bölümü/fakülteyi mi seçerdiniz?
O iş görüşmesine daha hazırlıklı mı giderdiniz?
İşi kabul etmez miydiniz yoksa?
Evlenir miydiniz?
Yine şehirde, bu hengamede mi yaşardınız?
Daha mı çok çalışır, daha mı çok keyfinize bakardınız?
Aynı şeyleri yer, aynı şeyleri mi içerdiniz?
Aynı şeylere kızar, aynı şeylere mi gülerdiniz?
Aynı şeyleri dert eder miydiniz?
Daha mı az, daha mı çok tatil yapardınız? Tatil deyince yine aynı şeyi mi anlardınız?
Ne yapmayı öğrenirdiniz?
Veya hangi dilleri konuşmayı?
Çocuğunuza tam da şimdiki gibi mi davranırdınız? Yoksa ona daha mı çok vakit ayırırdınız? Hatta tam tersi, kendinize mi daha çok vakit ayırırdınız?
Daha mı sağlıklı yer, daha mı sağlıklı yaşar, daha mı sağlıklı düşünürdünüz?
Olan bitenle daha mı yakından ilgilenirdiniz?
Yine sadece şikayet etmekle mi yetinirdiniz?
Hakkınızı daha mı çok arardınız?
Başkalarının hakkını da mı arardınız?
Daha mı adil olurdunuz?
Daha mı doğru, daha mı dürüst?
Hangi seçimlerinizi farklı yapardınız?
Değiştirebilseydiniz, "Siz" neleri değiştirirdiniz?

Bu yazıyı birkaç yıl sonra okuduğunuzu, bu sorularla birkaç yıl sonra karşılaştığınızı varsayarak, şimdi kendinizi zamanı geri almış kabul edebileceğinizi biliyorsunuz, değil mi?


Hiçbir şey için çok geç değil!

Katlanmak değişmekten daha zor geldiğinde değişirsiniz.



Değiştiremediğimiz şeylere karşı, 
en azından tavrımızı değiştirsek ne iyi olur...