10 Mart 2014 Pazartesi

Kadınlar Gününün Ardından



Ben feminist değilim. Hümanist olmanın kadın haklarına sahip çıkmak için yeterli olduğunu düşünenlerdenim. Herkes insan gibi özgürce yaşarsa, kadınlar da yaşar. Hiç kimseye şiddet uygulanmazsa, kadınlara da uygulanmaz. Kimseye baskı yapılmazsa, kadınlara da yapılmaz. Kimseye ayrımcılık olmazsa, kadınlara da olmaz.

Aslında kadın olmak değil sadece zor olan, hayatın kendi zor!




Doğrudur imtihandır - sınavdır - ama işte bazen ders o kadar keyiflidir ki, her şeyi kolayca öğrenirsin, sınavı da rahatça verirsin. Bazen ders sıkıcıdır, hoca belalıdır, sorular çalışmadığın yerden gelir. O sınav zor geçer işte.

Mesela çalışan anne sorusu:




Ya da çalışan kadın:


      



Sadece anne:








Ya da sadece kadın:






Bu da hakkını yedirmeme sorusunun cevabı:


Hangi soru kime zor, uzaktan bakarak anlayamayız.

Yeter ki haklarını teslim edelim, değerlerini bilelim.


Gereksiz yere üzmeyelim. Acı çektirmeyelim.

Kırmayalım, incitmeyelim.


Sözle de olsa, itip kakmayalım.



Biraz hoşgörü her sorunu çözer aslında. 
(Kadın - erkek, ebeveyn - çocuk, okul - öğrenci,  politika, din... hepsi hoşgörüye muhtaç.)


Hoşgörü lazım... Hoşgörü...

Sözün özü, kadınların değerini bilmek lazım. 
Her şey bir yana, çocuklarımızı yetiştiriyorlar.




Bugün bir kadının gülümsemesinin sebebi olsak 
ne iyi olur...