14 Şubat 2014 Cuma

Yine Geldik Yılın O Kırmızı Gününe!


Bugün Sevgililer Günü! Böyle isimli, beklentili günler geldiğinde içime sıkıntılar basıyor. Tıpkı yılbaşı gibi bu günde de özel bir şeyler yapmak hiç içimden gelmiyor. Kural sevmem ya, bu da bayağı kural gibi... 

Hayat bir rahat dursa, içimizden geldiği gibi yaşamamıza izin verse. Karnımız acıkınca yesek, uykumuz gelince uyusak, sevgi dolu olduğumuzda sevsek, somurtmak istediğimizde de somurtsak olmuyor mu?

Geçenlerde öğle yemeği yemiyorum diye çok yakın arkadaşlarım hayretler içinde kalıp, "Allah, Allaaah, olur mu hiç?" falan dediler. Ki onlarla olunca ortama uyup yiyordum. "Kendi kendimeyken yemek aklıma gelmiyor," dedim, "Öyle bir adetim yok," dedim.  "Aa saat 12:00 olmuş, 1:,00 olmuş" diye yemek yiyemiyorum valla. Mahalle baskısı ne fena şeymiş böyle!

Sevgililer Günü'nün durumu da aynen böyle bence. Eğri oturup doğru konuşalım, mahalle baskısı olmasa sevgilinize, eşinize "Aa 14 Şubat gelmiş, hadi daha çok seveyim, hediyeler alayım," der miydiniz? Niye diyesiniz? Niye o kalabalıkta koşa koşa hediye alasınız? Niye kırmızı şeyler arayasınız? (Ben severim, ama herkes de kırmızı sevmez ki, bir sürü insana yakışmaz da hatta!) Niye tıklım tıklım restoranların, birbirine 20 cm arayla konmuş masalarında fiks menu bir şeyler yiyesiniz? Bu romantik mi gerçekten? Neresi romantik? Beni seviyor hissi mi veriyor? Biz sevgiliyiz mesajı mı yayıyor? (Hani daha sevgili misiniz, değil misiniz, belli değildir, adam o gün için baş başa program yapar, bir de kırmızı gül, eh belki anlarım...)

Bu pavyon görünümlü yer, Sevgililer Günü'ne hazırlanmış 
bir otel restoranı:


Ben, gerçekten, burada yemek yemek falan istemiyorum. Biraz daha zevkli dekore edilmişinde de istemiyorum. O gün çok yorgun olduğum için de istemiyorum. Televizyonda dizim olduğu için de istemiyorum. Burnum aktığı için de istemiyorum. Herkes sokakta olduğu için de istemiyorum. Hava soğuk olduğu için de istemiyorum.(Bunlar beni hiç de dışarı çıkmaktan alıkoymuş şeyler değil, ama demek ki çıkmak için motivasyon olmayınca, olmuyormuş.) En çok da, bana hiçbir anlam ifade etmeyeceği, zorlama olacağı için istemiyorum.

Sevgililer gününü - o zaman böyle bir Türkçe karşılığı yoktu, Valentine's Day diye geçerdi - ilk defa Amerika'ya okumaya giden arkadaşlarımdan duymuştum. "Yurtta kapının altından kartlar atılır, 'sana kim attı', 'bana kimden geldi' falan diye heyecan yaparız," şeklinde tarif etmişlerdi. İlginçti. Keyifli ve sürprizli olduğunu düşünmüştüm o zamanlar.

Yıllarca bir daha da lafı geçmedi.

90'lı yılların başında Bologna'da Çocuk Kitapları Fuarına gitmiştim. Amerikan menşeli bir firma kitaplarını tanıtırken, "Bu kitapta da Valentine's Day kartlarını topladık, çocuk istediği kartı çıkartıp gönderiyor," dedi. Anlamadığımı fark edince "Türkiye'de yok mu Valentine's Day?" diye sordu. "Yok," dedim. (Henüz Hıncal Uluç, Holly'sinin çok sevdiği bu özel gün bize adapte etme çabalarına girmemişti.)
O zaman anlatmıştı bana, işte "Herkes yakın bulduğu kişilere kartlar gönderir, 'benim için önemlisin' demektir, köpeğime bile geliyor," diye... Bana da diğer kitaplarla birlikte örnek olarak vermişti bir tane... 

İşte bu:


Çocuk büyüdü, bizim kitaptaki kartlar bir türlü bitmedi.
(Yapışan kalplerden kullanmışız birkaç tane...)
Nasıl bitsin? Kimse kimseye kart göndermiyor ki! 


Bize uymaz. Bizde illa ki hediye olacak! Görmüyor musunuz televizyon reklamlarını, tektaştan arabaya kadar her şey Sevgililer Günü hediyesi kategorisinde!

Geçen sene evdeki yardımcımız parmağında kocaman bir (çakma) tektaşla gelip, "Bana bunu aldı, sana ne aldı?" dediğinde, Türklerin pazarlama konusundaki dehalarına bir defa daha şapka çıkartmıştım. Namazında niyazında bir adamı bile, Sevgililer Günü hediyesi almaya ikna edebiliyorsanız, kim tutar sizi!? 

Yani karttı, çikolataydı, kırmızı güldü, bir yere kadar da, ne zaman bu kadar benimseyip hediyeler mediyeler haline getirdik - öz Türkçesi b.kunu çıkarttık biz bu adetin, bilmiyorum.

Şimdi "Amerikalılar tüketim alışkanlığını körüklemek için..." diye başlayan bir cümle kuracağım, bütün erkekler atlayacak üstüne! Bakın Zaytung'unu bile yapmışlar:  

"Sevgililer günü yaklaşırken, hedeflenen ticaret hacminin oldukça gerisinde kalınması üzerine Türkiye İstatistik Kurumu ile ortak bir çalışma başlatan Maliye Bakanlığı, ilginç sonuçlara ulaştı. TÜİK'in Maliye Bakanlığı için yürüttüğü araştırma, alışveriş talebini düşüren en büyük etkenin kısaca 'sevgililer günü kapitalizmin oyunu' tezi olarak adlandırılabilecek anlayışın toplumda yaygın kabul görmesi olduğunu ortaya koyarken, bu tezi savunanların %94'ünün sevgililer günü dışında kapitalizmden herhangi bir şikayetlerinin olmadığı da belgelerle kanıtlandı."

Hahahaaa doğru valla...

Sonuç olarak... Bana hediye almak isteyen varsa, n'olur içinden geldiği zaman alsın. Ben Sevgililer Günü'nde, Yılbaşı'nda falan hediye istemiyorum. Bir şey görüp de, "Ah bunu çok sever," denilerek alınan minicik bir hediye, "Ne alsam, ne alsam?" diye zorlama aranıp bulunan hediyelerden çok daha kıymetlidir. Sonunda, işin özü düşünülmüş olmak. (Sevgililer Günü'nde, ne düşünmesi, "Öf yaaa" diye almıyorlarsa, ben buradayım!)

Durun, daha bitmedi! "Öf yaa" diye alınan hediyeden daha fenası da varmış. Bakın ne buldum! Hazır Sevgililer Günü SMS'leri. N'olur, bir bakın ama. Tavşanların çektiği niyetlere benzemiyorlar mı? Ne diyeyim, Allah kimseyi böyle mesajlara maruz bırakmasın, hele ki başkalarının yazıp pazarladığı:

http://www.sevgililergunu.biz/site/heart.gif Bütün mevsimleri bir günde, bütün yılları bir mevsimde yaşamaya razıyım seninle... Daha nice sevgililer gününü beraber geçirmek dileğiyle.

http://www.sevgililergunu.biz/site/heart.gif
 İnsanlar tanıdım yıldızlar gibiydi, hepsi parlıyordu. Ama ben seni, güneşi seçtim, bir güneş için bin yıldızdan vazgeçtim. Sevgililer günümüz kutlu olsun.

http://www.sevgililergunu.biz/site/heart.gif
 Hani gözler vardır sözleri anlatır, hani sözler vardır gözleri anlatır, bir de aşk vardır seni anlatır... Nice sevgililer günlerine minik bebeğim.

http://www.sevgililergunu.biz/site/heart.gif
 Bazı rüyalar diğerlerinden daha uzun sürer. Bazıları da çok çok güzel. Benim en uzun ve en güzel rüyam şu an bu mesajı okuyor. Sevgililer günün kutlu olsun!

http://www.sevgililergunu.biz/site/heart.gif
 Sen güneşin doğduğu, karanlığın bittiği yerdesin sen hep kalbimde yatan tek sevgilimsin. Sevgililer günün kutlu olsun!

http://www.sevgililergunu.biz/site/heart.gif
 Seni yıldızlara benzetiyorum onlar kadar uzak onlar kadar erişilmezsin ama bir farkın var onlar bin tane sen bir tanesin. Sevgililer günün kutlu olsun.

Yanındaki kutuya işaret koyuyorsunuz, gidiyor. Yazmıyorsunuz bile! Biz yaştaki gençler hatırlarlar, 'Sepet sepet yumurta' bana daha çok şey ifade eder valla...


(Aşk zaten yeterince karmaşık değil ya. O yüzden Sevgililer Günü)




"Her" günümüz sevgi dolu olsa
ne iyi olur...